2 Temmuz 2015 Perşembe

Türkçü Nesiller Yetiştirmede "Anne" Faktörü

                  Eski bir çocuk şarkısında der ya, "Analar çeker yükü, kimsenin bilesi yok" diye. Ben biliyorum. Sırtında esir Türklerin yükü, kucağında küçücük ben. O'nu öyle iyi anlıyorum ki. Annemle gurur duyuyorum. Tabii babamla da.

                   1990 yılının Kasım ayına gidelim. Annem hamile olduğunu öğrenir öğrenmez kitaplığındaki Türk milliyetçiliği ile ilgili bütün eserleri ortaya koyuyor ve yüksek sesle okumaya başlıyor. Henüz bir çekirdek kadar bile değilim belki. "Bilmez, anlamaz demedim" diyor, "Hissettiğim her şeyi hissedecektin" diye ekliyor. Bu süre zarfında sürekli kahramanlık türküleri ve marşlar dinliyor. "Kür Şad'ın narasıyla indik Tanrı Dağı'ndan" diye haykırarak marş söylüyor. Babam dışında herkes, arkadaşları, akrabalar anlam veremiyorlar bu duruma. Doğmamış çocuğa kitap okunmasına, marş dinletilmesine gülüyorlar. Kendi zavallı hallerine gülsünler! Babam günün çoğunu işte geçirip, akşamları annemin sağlığı ile ilgileniyor. Annemi destekler her konuda sağ olsun.

                 İlk çocukluğum da yine böyle geçti. İstiklal Marşı'nı baştan sona ezberletti annem, sonra Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi... Anlamadığım sözcükleri açıklıyordu. Ayrıca anlamam için Atsız'ın Türk Ülküsü adlı eserini hafifleterek anlatıyordu. 4 yaşında okuma yazmayı öğrendiğim sırada, 70'lerden kalan o güzelim kitap, benim karalamalarımla doluydu. İlk yazılarımı ona yazdığımı anımsıyorum. Aslında alınyazımı yazmışım...

                Dede Korkut hikayeleri, Ergenekon, Göç, Bozkurt, Yaratılış destanları... Büyüyünce Bamsı Beyrek'in kapağındaki Banuçiçek gibi börk takıp, ok atacağımı hayal ediyorum. İlkokul hayatım genelde böyle geçti. Annem bazen ben uyurken bana kitap okurdu. Ziya Gökalp'ten Ala Geyik'i okurken gözleri dolmuştu. "Dedim Turan meleği, / Türk'ün yüce dileği / Yüz milyon Türk bu anda / Seni bekler Turan'da!" Turan! Anlamını sabah olunca sordum. Annem atlası açtı, Dünya Fiziki Haritası sayfasına geldik. "Türkiye bizim devletimiz ama vatanımız Türkiye'den ibaret değil" dedi. Uzun uzun anlattı. Artık kafamda bir şeyler şekillenmeye başlamıştı.

                   Annem beni sıkboğaz etmiyordu elbette. Rapunzel, Pamuk Prenses, Çizmeli Kedi gibi dünya masalları okuyordum, Barbie bebeklerimle oynuyordum. Bilgisayarımda birbirinden zevkli oyunlar da oynuyordum, arkadaşlarımla ip atlıyordum. Drama, piyano ve mandolin kurslarına gidiyordum. Annem çocukluğumu doya doya yaşarken, geleceğe yatırım yapıyordu sadece.

                    Sonraları muhteşem bir sistem oluşturduğunu farkettim. Annem beni Atsız'ın eserleriyle ödüllendirmeye başlamıştı. Yazılılarım iyi geçtiğinde veya karne hediyesi olarak Atsız'ın kitaplarını alıyordu. İlk kez Deli Kurt'u matematik yazılısından 5 aldığım için almıştı. Ben kitabı okuyunca yorumlamamı ve kompozisyon yazmamı istiyor, yazdıklarımı okuyunca sevinçle beni bağrına basıyordu. "Seninle gurur duyuyorum kızım, vatana millete faydalı bir Türk kızı olacaksın" diyor ve bana hayran hayran bakıyordu. Babam da eve geldiğinde aynı şeyleri söylüyordu. Doğru yolda olduğumu, güzel şeyler yaptığımı anlamış oluyordum. Babam da bana Bozkurtların Ölümü, Bozkurtlar Diriliyor ve Ruh Adam'ı armağan etmişti.

                    11 yaşına geldiğimde bu kutsal ülkünün yollarının dikenlerle, taşlarla döşeli olduğunu öğrendim. Mustafa Yıldızdoğan'ın bestelediği Önkuzu'yu dinleyip anneme sorduğumda yüzünün kireç gibi bembeyaz olmasını unutamam. Annem önce kem küm ederek gerçeği gizlese de, sonra o acı olayı öğrendim. 1980 dönemi ve öncesinde şehit edilen ağabey ve ablalarımın hayatlarını okudum. Annem gerçeklerle yüzleşmemi, bu yolun ucunda zindan, ölüm, sürgün olduğunu da göstermek istemişti. Fakat tek taraflı okumamı istemiyordu. Karşı ideolojileri de öğrenmem için muhtelif ideolojilere mensup yazarların kitaplarını da okuttu. Gerçek tekti ve ben gerçeği biliyordum.

                  Türkçü bir annenin Türkçü kızı olduğum için çok şanslıyım. Türk kızlarının çocuk yetiştirme sistemi böyle olmalıdır diye düşünüyorum. Bir gün annem gibi bir anne olacağım.

               

2 yorum:

  1. Ne mutlu seni yetiştirenlere ve sana, geleceğimiz ancak tarihimizi bilerek öğrenerek güvende olabilir, iyiki varsın iyiki varız.

    YanıtlaSil